Ben insanların geceleri yatacak bir saçak altı bile bulamadıkları bir dünyada, başkalarının 500 metre karelik malikanelerde yaşamasını anlamıyorum. Evsizler için ev, suyu olmayanlar için su lazım, ekmek lazım. Sen böyle bir dünyada özel uçağım olsun, oraya buraya gideyim diyorsun. Eğer herkes daha fazlasını isterse, bir gün kimseye bir şey kalmayacak. Küresel ısınmadan bahsediyoruz ama doğaya saldırmaya ve çöp üretmeye devam ediyoruz. Eski ruhani Tanrı’mızı kendi ellerimizle kurban ettik ve artık market Tanrı’nın tapınağındayız, bu yeni Tanrı; Ekonomimizi, politikamızı, alışkanlıklarımızı, yaşamlarımızı düzenliyor ve bizlere faiz oranları ve kredi kartları ile bize mutluluğun yeni adresini veriyor. Öyle anlaşılıyor ki bizler, yalnız tüketme için yaratılıyoruz ve artık tüketemediğimiz zaman derin hayal kırıklığına uğrayarak kendimizi yok ediyoruz…